Lifestyle

Amalfi Sahilleri Gezi & Seyahat Rehberi

Hareketli kent yaşamından sonra, sizi farklı bir hayat akışına ve akıl almaz manzaralara sokan Amalfi Kıyıları insanın kendini iyi hissetmesi için ideal bir seçenek.

Burası öyle bir yer ki, bir yandan tüm sokak turist dolu, bir yandan yerel yaşam yıllardır hiç değişmeden aynı geleneksel yapıyla devam ediyor. Buralar hakkında pek çok şiir yazılmış, şarkılar söylenmiş, sinema sahnelerine mekân olmuş. Tüm bunlarla dünyanın en özel topraklarından biri haline gelmiş Amalfi kıyıları. Yavaş yaşanılan, iyi yenilen, tasasız, sakin ve huzurlu bir yer.

Hareketli kent yaşamından sonra, sizi farklı bir hayat akışına ve akıl almaz manzaralara sokan Amalfi Kıyıları insanın kendini iyi hissetmesi için ideal bir seçenek. “Hiçbir şey yapmamak” için kesinlikle mükemmel bir yer. 
 
Gözünüzün alabildiğine yamaçlar, eski, renkli evler ve masmavi bir denizle dolu manzaranın içinde geleneksel hayatı yaşamaya hazır mısınız? Haydi başlayalım o zaman dünyanın en güzel rotalarından biri kabul edilen Amalfi sahillerini gezmeye.

Amalfi Kıyıları, limanların da etkisiyle yüzyıllardır önemli bir tarihi birikimini içinde barındırıyor. Pek çok mitolojik hikâyeye konu olmuş, körfez boyunca sarp yamaçlara kurulmuş, küçük renkli kasabalarıyla cennetten bir köşe.

Amalfi Kıyıları boyunca en ünlü kasabalar Sorrento’dan başlayarak sırayla; Sorrento, Positano, Praiano, Amalfi, Ravello ve Salerno olarak dizilmişler. Körfezin en doğu ucu Salerno’dan, en batı ucu Sorrento‘ya kadar muazzam manzaralar eşliğinde gezilecek yerler sunan koy 69 kilometre uzunluğunda.

Ama önce birkaç ipucu vermeliyiz geleceklere. Çünkü zorlu bir yolculuk var sizleri bekleyen.

Öncelikle kasabalar küçük olduğu için Temmuz ve Ağustos oldukça yoğun bir dönem. Bu dönemlerde konaklamak için yer bulmak da oldukça zor ve pahalı. Bu aylarının dışındaki aylar daha sakin ve ucuz.

Mayıs ayının sonları ve haziran ayı ile Eylül ayları hem daha az kalabalık hem de daha ucuz olması açısından iyi seçenek olabilir. Amalfi’de konaklama genelde biraz pahalı, bu sebeple küçük kasabalarda ev kiralamak akılcı bir seçenek olabilir. Yaz boyunca dünya jet sosyetesini ağırlayan Amalfi sahilleri sonbaharda huzura kavuşuyor, yenileniyor ama.

Kasabaların hemen hepsine otobüsle toplu taşıma ile ulaşılabilirsiniz. Ama araba kiralamak yine de avantajlı çünkü kasabalar arası yolculukta yol boyunca da muhteşem manzaralar var. Ayrıca bu sayede hangi kasabada konakladığınızın da önemi az olur, istediğiniz saatte istediğiniz yere gidebilirsiniz. Taksi pek kolay bulunmuyor ve oldukça pahalı bir seçenek.

Amalfi Kıyıları’na en yakın havalimanı Napoli’de. Napoli’den bu kıyılara ulaşmak için birçok yöntem var, tabii bu Amalfi Kıyıları’nda ilk durağınızın neresi olduğuna bağlı olarak değişecektir.

Eğer dediğim gibi Amalfi Kıyıları’nı arabayla gezmeyi tercih ederseniz, arabanızı Napoli’den kiralayıp istediğiniz kasabaya gitmeniz en doğru seçenek olacaktır. Yok eğer toplu taşıma kullanacaksınız Napoli Havalimanı’ndan günde pek çok kez kez Amalfi Kıyıları’nın iki ucundan biri olan Sorrento’ya otobüsler var. Toplu taşıma SITA adında otobüslerle sağlanıyor, bu otobüsler kıyı boyunca giderek tüm kasabalara ulaşıyor, fakat akşam saatlerinde seferler bitiyor. Amalfi Kıyıları arasında bazı kasabalar arası vapurla ulaşım da mümkün.

Aslında söylesem mi pek bilemedim ama yine de paylaşayım haydi. Yollar bol virajlı. Zorlu bir yolculuğa hazır olun. Arabayı kullanan pek manzaralara konsantre olamayacak yola bakmaktan ama diğerlerine hayatlarının en güzel armağanlarından birini verecek. Ve gecelemede de bol ihtimamı hak edecek. Zamanınız varsa önerim Amalfi Kıyıları’na 5 gün ayırmanız. Zamanın nasıl geçtiğini anlayamayacaksınız emin olun.

Ha bu arada size bir sır vereyim. Denize girmek için para vermeyin. Bazı kasabalarda turistlere yönelik beach’ler var, ama bu plajlara para vermeye gerek yok. Birazcık uzaklaşınca çok daha güzel, bakir sahiller bulacaksınız üstelik ücretsiz.

Gerçi Amalfi Kıyıları’nı bir deniz tatili olarak görmemek lazım. Gezilecek öyle çok yer, öyle özel manzaralar var ki gezmekten ve seyretmekten denize girmek belki aklınıza bile gelmeyecek.

Peki şimdi birkaç Amalfi kasabasına göz atmaya ne dersiniz?

POSİTANO

Amalfi Kıyıları’nın en ünlüsü Positano, acaba çekimler için özel yapılmış bir film platosu mu burası? dedirtecek türden bir yer. Gerçekten kasaba kayalara dikine sıralanan evleri, küçücük alanlarda mucizeler yaratılmış bahçeleri, görkemli dağlarıyla bir film setini andırıyor. Kendi filminizin kahramanı olmaya ne dersiniz? 

John Steinbeck 1950’lerde bir makalesinde buralardan söz edince Avrupa’nın yanı sıra Amerika’ da da meşhur olmuş. Kasabanın labirent gibi dar sokaklarını gezerken, büyüleneceksiniz siz de benim gibi. Ne demiş biliyor musunuz Steinbeck.

“Orada olduğunuzda bu büyülü yerin farkına varmak imkânsız gibi, ancak ayrıldığınızda sürekli aklınıza gelecek ve o zaman büyüsünü hissedeceksiniz” … Aynen katılıyorum kendisine.

Mağribi tarzındaki mimarisi ile Sirenuse Adaları’na bakan dik yamaçlar üzerinde ziyaretçilerine muhteşem manzaralar sunuyor Positano.

Ama bu daracık sokaklarda o minicik çekici evlerin artık günümüzde çok pahalı butik otel olma olasılığı çok yüksek. Amalfi Kıyıları’nın bu en lüks bölgesinde konaklamak için ciddi bir bütçe gerektiğini hatırlatmakta fayda var. Şirinliğine aldanıp kalmaya karar verdiğiniz otelin sevimliliği ile konaklama ücretini sormayı unutmamanız için bu detayı paylaşmak istedim sizlerle.

Günübirlik ziyaretçiler gittiğinde geriye buranın keyfini çıkartan dünyanın pek çok yerinden gelen jet sosyete zenginleri kalıyor.

AMALFİ

Mitolojiye göre, Amalfi’nin adının Herkül’ün aşık olduğu bir su perisinden geldiği söyleniyor. Amalfi genç yaşta ölüp aşkları kısa sürünce Herkül onu dünyanın en güzel yerine gömeceğine dair söz vermiş ve onun şerefine Amalfi’yi inşa etmiş. 

Tarihçilere göre ise Amalfi M.S. 447 yılında kurulmuş. Siz hangisine inanmak istersiniz bilemem ama bence mitolojideki güzellik buraya çok yakışıyor.

Amalfi Positano’ya göre daha insaflı, daha düz bir kasaba. Bölgede seramik çok meşhur, tüm tabelalar, kapı numaraları, yerler bu seramiklerden. Kasabadaki pek çok tünel size gezilecek türlü türlü mekanlar sunuyor. Deniz kenarında güzel deniz ürünleri tadabileceğiniz mekanlar var. Çok yokuşlu olmaması sebebiyle aileler yaz tatili için daha çok bu kasabayı tercih ediyor.

Fotoğraf severlere bir sır vereyim. Güzel pozlar yakalamak istiyor musunuz? O halde sahilden liman tarafındaki merdivenleri çıkıp yamaca paralel olarak evlerin yanından yürüyün. Buradan pek çok güzel nokta yakalayacaksınız, şiirsel resimler çekmek için.

RAVELLO

Eğer arabanız yoksa Amalfi meydanından kalkan üstü açık dolmuşlarla yarım saatte varabilirsiniz Ravello’ya.

Amalfi Kıyıları’nın en güzel manzaralarından birine sahip Ravello. İtalya’nın en güzel kasabalarından biri sayılıyor. Üzüm bağları, limon bahçeleri ve uçsuz bucaksız deniz manzaralarıyla dolu Ravello, diğer kasabalara kıyasla daha az turistik. Yerel halkı bilemem ama biz gezginler için bu bir avantaj belki de.

Ravello, Amalfi Kıyıları’nın muhteşem deniz manzaralarının ev sahibi. Bu manzaraların en iyi olduğu iki yer var size ipucu vereceğim.

Villa Cimbrone: 11. yüzyıldan beri el değiştiren villa ve bahçeleri hem günlük ziyarete açık, hem de otel olarak hizmet veriyor. 11. yüzyılda yapılan villa uzun süre unutulduktan sonra, 20. yüzyılda Lord Ernest William Beckett tarafından satın alınmış ve yeniden dekore etmiş.

Pek çok ünlünün de konakladığı insanı şair yapan bir yer. Ünlü kadın feminist İngiliz yazar Virginia Woolf ‘da buranın müdavimlerindenmiş. Üç erkek ve üç kadının çocukluktan yaşlılıklarına dek hayatını anlattığı ünlü ‘Dalgalar’ kitabının adını buradan esinlenmediğini kim söyleyebilir Woolf’un.

Buraya gelince nutkunuzun tutulacağı Ünlü Terrazzo dell’lnfinito yani Sonsuzluk Terası belki de görebileceğiniz en güzel manzaralardan birini sunuyor sizlere.

Villa Rufolo

Ravello’nun merkezindeki Duomo meydanından birkaç basamak aşağıda Villa Rufolo.

Tarihi 13.yy’a dayanıyor, Rufolo ailesi yaşamak için kendilerine inşa ettirmiş. Orta çağlarda, aile ekonomik darboğaz yaşayınca villa başka aileye satılmış. 19.yy’da İskoçlu bir iş adamı tarafından satın alınmış ve aslına uygun restore edilmiş.

Girişindeki d’Ingresso kalesi koruma amaçlı değil, sadece binaya güzellik katsın diye inşa edilmiş.

Eğer aşağılara doğru inen yürüyüş yolunu takip ederseniz Sicilya ve Arap etkilerinin olduğu bir manastıra rastlarsınız.

Bahçedeki 30 metre yüksekliğinde Maggiore kulesi Villa Ruffolo’ nun en eski bölümlerinden biri.

Maggiore kulesine yakın, Sala dei Cavalieri adındaki yuvarlak bir yazlık yapı aslında kuleye birleşikken yüzyıllar geçtikçe çökünce restorasyonda şimdiki bağımsız halini almış. Bu yazlık bina günümüzde Ravello festivali için kullanılıyor.

1880’lerdeki ziyareti sırasında “Müziğin ruhunu aşktan başka bir şeyle anlatamam” diyen Alman bestekar Richard Wagner, ünlü Parsifal operası için buradan bol bol ilham almış. Konu İspanya Pirene dağlarında geçiyor olsa da o dağların bu dağlar, Parsifal’de geçen Gral kralı Amfortas’ın babasının kutsal kâse ve mızrağı koruması için inşa ettirdiği Monsalvat şatosunun da Villa Rufolo olduğunu düşünmeden edemiyorsunuz.

Saffet Emre Tonguç

Saffet Emre Tonguç, tarihçi, seyahat yazarı ve profesyonel rehber. Boğaziçi Üniversitesi’nin Turizm ve Otel Yöneticiliği, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler ile Osmanlı Sosyal Tarihi yüksek lisans bölümlerinden mezun oldu. Viyana Ekonomi Üniversitesi’nde işletme üzerine doktora çalışması yaptı.